sabri
esen
|
SETER-DALBASAN
KUZEYiNDE;
Kuruca Haktanir Mezrasi
Dogusunda, Kalkanli (Pargasur)
Güneyinde, cayagzi (Zimtek)
Batisinda (Harik)
Çok
eskilerde Erzincan iline bagli olan Seter daha sonralari
Bingöl ilinin Kigi kazasina oradan da Yayladere
ilçesine baglanmistir ve halende Yayladere'ye
bagli bulunmaktadir. Seterlilerin bürokratik isleri
disinda Yayladere ile çok ciddi iliski ve baglarinin
bulundugu söylenemez, ticari iliskileri daha çok
Elazig'in-Karakoçan ilçesi üzerinden
yürümektedir. Seter de günlük konusulan
dil ise KIRMANCÇADIR (zazaca).
Seter ve mezralarinda farkli asiretlere mensup insanlar
yasar, bunlarin baslicalari ; Seterzu, Seyduku, Galu,
Usenu, Kuresu, Sixmamedu, Quvatu'dur. On dört
mezradan olusan Seter Yançirtan, Ispir ve Kurdaglari
eteklerinde kurulu sirin bir köydür. Oldukça
engebeli ve daglik olan köyden akan seter deresi,
diger küçük dereler ile birleserek
Zimtek'te Perisuyu'na akmaktadIr. Seter'de Çeldergus
adinda küçük bir de ziyaret bulunmaktadir,
buraya çevre köylerden her yil ziyaretler
yapilmaktadir. Uzunca bir dönemdir kimsesizlik
ve ilgisizlikten dolayi bakimi yapilamayan bu ziyaret
bu yil ilk defa Seterde geçtigimiz yaz kalan
insanlarca onarilip temizlendi. Eskiden 120 haneden
olusan köy halki, bugün ekonomik ve farkli
nedenlerden ötürü büyük sehirlerde
ve Avrupa'da yasamaktadir. Geçmis yillara nazaran
bu yil (2003) daha çok insanimiz Seter'e gitti
ve yillik tatillerini orada geçirdi, hatta yeniden
ev yapanlarimiz ve mevcut evlerini restore edenlerimiz
bile oldu. Seter'den kopmalarina ragmen bugün saga-sola
savrulmus, büyük sehirlerin kalabalik ve gürültüsünden
usanmis bir çok insanimizda köy özlemi
ve hasreti her geçen gün artarak büyümektedir.
Hemen hemen her seterlinin gönlünde yilda
bir kere dahi olsa oraya gitmenin ve sögüt
agacinin gölgesinde serin bir ayran içip
Sarp-Daglarini izlemenin hayali yatmaktadir..Hepinize
buradan selam ve sevgilerimi iletirken; mutlu, saglikli
ve basarili bir yasam dilerim.
|
bagislayin
gözlerimdeki kirmanci
kovuldugum kirlari alip geldim kentinize
bagislayin basiniza bela olacak öfkemi
ormanim kalmadi yanacak, biliyorum
ev kalmadi yakilacak ki babam da öldü
biliyorum ama bir bekleyen var gibi orada
o daglari o bahari bekleyen ölümlü
gözlerle
kovuldugum kirlari da alip geldim kentinize
dag
kokuyor demek güç su solugum için
belki inilti ve sümbül ve kan gibi bisey
ki daglarindan biçaklaninca bir halk
çig düsüyor düslerine çünkü
üsüyor
soguk masal ve tarih kagidi gibi
körlesen gözleri önünde amnemin
ölüyor babam göz göre göre
sürgün öldü
soguk bir damga oluyor ömrüme bu ölüm
biliyorum
bu kent sizin bu heykel bu sanri
yildiz yalnizligi bu gökavuntusu gecemi
alip çocuklugum gidecek gecenizden
bagislayin gözlerindeki kirmanci
dogdugu ev yikildi ormani yakildi kovuldu
çocuk gözleri bu yüzden hep yurtsuz
kaldi
kus
ormanina kaçan ay ve sarki ile ahi
alip gidecegim iste yeryüzünden giderce
düsün ve bagislayin beni isli yüzünüzden
kovuldugum
kirlari da alip gidiyorum iste
(m.
çetin'in "askkiran" adli kitabindan)
|
|